Mutlu bir evlilik için aşk yeter mi? Ruh eşinizle ömür boyu bir arada yaşamak için saygı ilk kural mı? Bu sorulara artık bir yenisi daha eklendi. Metabolizmalarınız uyumlu mu? Sonsuz aşk için metabolik evlilik de şart. Türkiye’de endokrin metabolizma denildiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Prof. Dr. Ceyhun Dizdarer, metabolik evlilik olmadan hem bireysel hem de çiftler arasında mutluluğun pek de mümkün olmadığını söylüyor. Metabolik evliliğin yolu ise doğru beslenerek iyi yaşamaktan geçiyor. İşte sonsuz aşkın sırrı:

Metabolik evlilik nedir?

Bu sorunun yanıtından önce insan bedenini bilmemiz gerekiyor ki metobilik farklılıkları anlatabilelim.

Her insanın bir bedeni var. Herkes farklı beden yapılarına sahip değil mi?

Her insanın bir bedeni var. Herkes farklı beden yapılarına sahip değil mi?

Çok haklısın ama genel olarak bu beden dediğimiz, üç türlüdür. İlki Ektamorf beden. Bunların çanak antenleri fazladır, yani her şeye karşı ilgilidirler. Kafaları hep doludur. Ara ara yorgunluklara düşerler enerjileri düştüğü için ara öğünleri kaçırmazlar. Bunlar karbonhidratsız yaşayamaz. Zor kilo alırlar, eğer kilolularsa da çok oturduklarını söylemem gerek.

İkinci beden türü hangisi?

Bu da endomorf beden. Çok rahattırlar, keyiflerine düşkündürler. Yemek yerken sohbetten hoşlanmazlar, kırmızı ete bayılırlar. Bir diğer beden ise Mezomorf beden. Ormanın aslanıdırlar, arkalarını toplayamazlar. Bunlar insanın tipleridir, tıpkı araba modeli gibi. Üç bedenin de ayrı ayrı menüsü var. İster aynı boy kiloda olsun hiç fark etmez, her bedenin menüsü farklı.

O zaman teker teker gidelim. Metobilizma bedende ne yapıyor?

Bedenin içinde 24 saat tıkır tıkır işleyen bir metabolizma var. Bu işleyen metabolizma, bizim sadece göbeğimizi, kan şekerimizi, karaciğer yağımızı, bağırsak sağlığımızı, beynimizi ayarlamıyor. Kişiliğimizi, hayata bakışımızı, olaylara cevaplarımızı, yaşamı yorumlamamızı, enerjimizi, kendimizi yaşamsal açıdan ortaya nasıl koyduğumuzu da ayarlıyor.

Metabolik evlilik bunun neresinde?

Düşünün iki ayrı beden, ayrı özelliklere sahip. Ama ortak noktalar bulup evliliğe karar veriyor. Sonra da ortak bir hayat başlıyor. Ortak kalkma saati, ortak yatma saati. Öğün saatleri ortak, büyük olasılıkla ki hep öyle olur, menüler de ortak. Çünkü evde pişen yemek tek, ama bedenler farklı. Bu sefer her beden, kendinden bir şeyler harcıyor. Çünkü birine uygun olan diğerine değil.

Örneğin endomorf bedene sahip biriyle, ektamorf bedene sahip biri evlendiğinde ne olur?

Ektamorfun günde 3 ana öğün, 3 ara öğün yemesi lazım. Beden bunu ister. Endomorfun 2 ara öğün 2 ana öğün, birkaç tane küçük ara öğün yapması lazım. Biri fedakarlıkta bulunuyor. Ne oluyor endomorf gibi beslenirse ektamorf eş giderek şişmanlıyor. Şişmanladıkça insülin direnci geliyor. Direnç geldikçe gerginliği ve panik atağı artıyor. Zaten endomorf eş, rahat gevşek, öyle yiyen biri. Bu sefer eşler arasında ‘Ne oluyor sana?’ durumu başlıyor, peşisıra kavgalar ve ayrılma..

Ciddi misiniz?

Dahası var. Her metabolik bedende şeker yakanla, yağ yakan da farklı. Şeker yakan olayları çok hızlı çözmek istiyor. Yağ yakan da ‘dur ya şimdi değil’ diyor. Birinin metabolizmasının hızlandırılması, diğerinin yavaşlatılması lazım. Bu olmayınca ne oluyor?

Ne oluyor?

Eşinin peşine takılan eş durumu oluyor. Bir süre sonra uyumsuzluklar gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Dolayısıyla bir evliliği sürüklemek için sadece eğitim, kültür, meslek, hobiler, ekonomi yeterli değil. O gözle bakmamak lazım.

Aşk bir yere kadar yani…

Muhakkak her evli çiftin kendi özelliklerini anlayan, metabolik özelliklerini anlayan bir süreç yaşaması lazım. Bakın, gün içinde hani şöyle bir düşersiniz, mecaliniz kalmaz ya da kafanızın karıştığı, psikolojinizin iyi ya da kötü olduğu anların hepsi, beslenme periyodunuz ile alakalı.

Metabolizma için sağlıklı beslen diyorsunuz…

Beslenme sadece bizim kan şekerimizi, kan yağımızı, metabolizmamızı etkilemiyor.  Beynimizin tüm çalışma fonksiyonlarını, hızını, kapasitesini, duygu dünyamızı, dopaminimizi serotonimizi, gaba’mızı stres hormonlarımızı etkiliyor.

O zaman bu stres çağında nasıl besleneceğiz de metabolizmamızı koruyacağız?

Stres hormonları kortizol ve adrenalin. Bunların uyarılmaması lazım. Bunların uyarılması, esasında her insanda sabahları aşırı yüksek bir öğün alırsan, yenilen öğünler bu kortizonun daha yüksek seviyeye çıkmasına neden oluyor. Yüksek seviyeye çıkan kortizon aslında her insanda, öğleden sonra düşme döngüsüne sahip. Kuraldır, ‘çok yükselen, her zaman çok düşer’ Ne oluyor, öğleden sonra büyük bir kesiklik, yorgunluk, bitkinlikle karşı karşıya kalıyorsun. Bir defa sabahları aşırı yemek stresli insanların doğru çözümleri değil.

Stresli insanlar sabahları ne yesin?

Stresli insanlar sabahları daha çok protein ağırlıklı, fazla karbonhidrat içermeyen sağlıklı yağlar içeren bir orta küçük öğünle kahvaltı yapmalı. Bu mesela bir yağsız peynir, yumurtanın beyazı, yanında muhakkak çörek otu, keten tohumu, çiya tohumu, sağlıklı yağları içeren ceviz, badem, kurubakla proteinleri olabilir.

Siz böyle söyleyince bu kahvaltı çok zor gibi geliyor, oysa mutfak kültürümüzde 10 numara kahvaltılıklar var.

Çok haklısın.. Örneğin otlu omletler. Çalkama.. İnan bir numara. Yani otla zeytinyağıyla yapılmış hem de biraz yumurta da konmuş, belki peynir konmuş Anadolu kahvaltıları gerçekten bizim için çok değerli. Stresi azaltan bir özelliği var.

Stresli insanlar sabah ne yemesin?

Sabahları kalkıldığında aşırı tatlı, aşırı reçel, aşırı meyve tüketimi aşırı stresli insanlar için doğru değil. Sakin insanlar için olabilir ama streslilerin böyle başlamaması lazım.

Hadi kahvaltıyı atladık. Bunun öğleni var, akşamı var.

Kan şekerinin ne hızlı çıkmalı ne de hızlı düşmeli, yani aç kalınmamalı. Çorba tüketimi öğlen iyi olur. Yanında bir miktar protein içerecek yağsız bir yoğurt ve bir kuru baklagil yemeği ve eğer tercih edilecekse tavuk ya da hindi eti tercihiyle yapılan bir öğlen yemeği iyi olur. Stres akşam üzeri düşme eğilimine girer akşam tavan yapar. Stresli bedenlerin sağlıklı karbonhidrat seçimleri akşama yığılmalı.

Şu akşam üzeri hani hafif acıkma durumu o anda ne yapmalı, yemeli mi yememeli mi?

Öğleden sonra üç ile beş arasına dikkat edin. Hepimiz o saatler arasında bir düşme yaşarız. Son bilimsel çalışmalar göre o anda 150, 200 kalorilik sağlıklı karbonhidrat alırsan, akşam yemeğinden sonraki kan şekeri oynaman azalıyor. Ne yiyebiliriz dersen, mesela küçük bir parça kurabiye. Bir, iki tane mercimek köftesi, yarım haşlanmış mısır, 50-75 gr. meyve.

Hadi kilo vermek istiyoruz diyelim. Nasıl beslenmeliyiz?

Tabi herşeyden önce uzmana, bir hekime danışmadan hiç bir şey yapılmaz. Bu anayasa. Genel bir kural vardır. Özellikle kilo vermek isteyen insanların bütün beslenmesini çözen akşam yemeğidir. Aslında sabah ve öğlen standarttır. Bir insanın günlük aktivitesi olması gerekir. Artık herkes de var. Adım sayar. Ondan yola çıkalım. Eğer adım sayar akşam yemeğinden evvel 8 binin altındaysa ve sen yemekten evvel biraz böyle spor, yürüyüş, merdiven çıkma ya da bir egzersiz yapmadıysan o akşam sebze yiyeceğiz. Eğer adımın 8 binle 12 bin arasındaysa, hani biraz sportif davranacak bir şeyler yaptınsa kuru baklagil yiyeceksin. Eğer o gün 12 bin adımı geçtiysen ve hareket sportif şeyler yaptıysan makarna ekmek yiyebileceksin.

Prof Dr. Ceyhun Dizdarer: En güzel evlilik metabolik evlilik

Prof.Dr. Ceyhun Dizdarer, HORECA Fair’de “Doğru Beslen, İyi Yaşa” konulu sunumuyla büyük ilgi gördü. Hemen ardında fuaye alanında buluştuk. Prof. Dr. Dizdarer’in kaleme aldığı Metabolik Evlilik ise çok kısa sürede kitap olarak okuyucusuyla buluşacak.

Paylaş